Şemsiye Akademisi – Kıyamet Senfonisi

Şemsiye Akademisi son dönemde Türk çizgi roman okurlarının en çok beklediği eser oldu; forumlarda twitterda her gün beklentilerini dile getirenler, formspring aracılığı ile dergiyi soranlar uzun süredir bir çizgi roman için görmediğimiz kadar çoktu. O yüzden bu çizgi roman hakkında bir şeyler yazmamak olmaz.

Ne zaman Türkçe bir yayınla karşılaşsak illa baskı kalitesi hakkında bir iki kelam etmeye alışmışız ama bu cilt hakkında yayınevi diyecek bir şey bırakmadığı için bunu yapmak vakit kaybından öteye gitmez. Yani her şey olması gerektiği gibi. Çeviri, font seçimi, sayfa kalitesi gibi aslında bir okur olarak hakkında konuşmayı sevmediğim sorunlar ortada yok; birincil keyif sebebimize, kitabın içeriğine odaklanabiliyoruz.

Şemsiye Akademisinde, bir müteşebbis ve bilim adamı olan Sir Edward Heargreeves’in, peygamberimsi doğumlarla dünyaya gelen 43 çocuktan evlat edinebildiği 7’si, tek bir şey için programlanıyor: Dünyayı Kurtarmak.

Yazar Gerard Way’in müziğine aşina olanlar, eserin atmosferini az çok tahmin edebiliyordur. Punk, Kıyamet ve Kıyamet Sonrası bilim kurgu öğeler adeta bizlere bir Mignola evreni sunuyor ama bunu yaparken, çizer Ba’nın da başarısıyla taklit olmanın ötesine geçiyor. Özellikle ilk sayfadan itibaren yarattığı tekinsiz havayı koruması, eserin kendisini okutmayı başaran en önemli özelliği. Eserin zayıf yanıysa pek çok grup dergisinin ortak sorunu sayılabilir. Halüsinatif ilaçların etkisindeymişçesine gezen karakterler, ancak ana hatlarıyla tanıtılıyor. Özellikle ekip içindeki en ilginç güce sahip Rumor’ın çok geride kalıp, değerlendirilememesi; JLA maceralarında ekibin en güçlülerinden Zatanna’nın aksiyonun başında devre dışı kalmasını hatırlatacaktır. Neyse ki kitabın sonunda Rumor’la ilgili kısa bir hikayenin olması, hem karakteri aydınlatmaya yardımcı olmuş hem de insana daha fazlasını isteten ağza çalınan bir parmak bal olmuş.

Kitabı okurken, kötü karakter konusunda sıkıntı yaşandığını düşünsem de üzerinde biraz fikir yürütünce bu durumun aslında kasıtlı yapılmış olabileceğini fark ettim. Şemsiye Akademisinin mensupları, dünyayı kurtarmakla mesul ama onlara bu misyonu yükleyen kişi, onları bir araya getiren Sir Heargreeves. Dolayısıyla “Bu çocuklar dünyayı kimden kurtaracaklar?” sorusunu sorduğunuzda, cevabı Sir’den başka kimse veremez. Ben kendisine bu soruyu sorduğumda, Sir’ün bana verdiği cevap şu oldu:

Kendilerinden.

Explore posts in the same categories: Çizgi Roman

Yorum bırakın